Kahve tüketimi diş minesine zarar veriyor! Hemen fırçalanmamalı, 30 dakika beklenmeli

Kahve diş minesini zayıflatabilir!

Kahvenin, asidik bir içecek olup diş minesi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Kübra Karaduran, “İçeriğindeki asidik bileşenler, diş minesini zayıflatabilir ve zamanla erozyona neden olabilir. Ayrıca, kahve içeriğindeki bileşikler diş minesine yapışarak sarımsı ya da kahverengi renk değişikliklerine ve lekelenmelere yol açabilir” dedi. Diş minesi erozyonunun, dişlerin sert dış yüzeyinin zamanla aşınması ve incelmesi anlamına geldiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Karaduran, “Bu etkileri azaltmak için kahve çok sıcak içilmemeli ve ılık bir sıcaklıkta tüketilmeli. Kahvenin asidik yapıda olması nedeniyle kahve tüketiminin ardından, dişlerin hemen fırçalanmaması gerekir, ancak 30 dakika sonra nazikçe diş fırçalama yapılmalıdır” açıklamasını yaptı.

 

Leke oluşumunu engellemek için kahve tüketimi sınırlanmalı

Kahvenin neden olabileceği renk değişikliklerini engellemek için kahve tüketimini sınırlamak ve ağız temizliğine dikkat etmek gerektiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kübra Karaduran, “Kahve içtikten sonra su içilmesi ağızda geriye kalan pigmentlerin temizlenmesine yardımcı olarak dişte leke oluşumunu önleyebilir. Ayrıca beyazlatıcı diş macunları kullanmak lekelerin görünümünü hafifletebilir. Diş hekimi tarafından yapılan profesyonel diş temizliği ve diş beyazlatma tedavileri mevcut diş lekelerini azaltabilir. Kahve tüketimini günde 1-2 fincanla sınırlamak diş lekelerinin oluşumunun engellenmesinde önemlidir” şeklinde konuştu.

Kafein ağız kuruluğuna neden olarak sorunları artırabiliyor

Soğuk veya sıcak olarak tüketilen kahvenin dişler üzerinde sıcaklık değişikliklerine neden olacağına ve diş minesi zayıf olan kişilerde hassasiyet şikayetine neden olabileceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Kübra Karaduran, “Kahve, dişte aşınmalara da neden olabileceğinden dişin iç kısmındaki sinirlerin daha fazla uyarılmasına yol açarak yiyecek ve içeceklere karşı diş hassasiyetini artırabilir.” dedi. Kafeinin de tükürük üretiminin azalmasına neden olarak ağız kuruluğuna yol açabildiğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Karaduran, sözlerini şöyle tamamladı: “Tükürüğün, ağızda bulunan bakterilerin temizlenmesine yardımcı olma ve dişleri koruma gibi faydaları olması nedeniyle ağız kuruluğu durumunda diş çürükleri, diş eti hastalıkları ve ağız kokusu gibi şikayetler olabilir. Kahve tüketiminden sonra bol su içmek, ağızda kalan kahve kalıntılarını temizleyerek ağız kuruluğunu azaltabilir. Ayrıca ağız spreyleri veya nemlendiriciler kullanmak ağız kuruluğunu gidermeye yardımcı olabilir. Tükürük üretimini artırarak ağız kuruluğunu önlemek için şekersiz sakız çiğnemek de yardımcı olabilir.”

Related Posts

Günümüzde Arkadaşlıklar Çıkar Üzerinden Kuruluyor!

Uzmanlar, günümüzde arkadaşlıkların çıkar ilişkileri üzerinden kurulduğunu belirterek, yoldaşlık geleneğinin de sürdüğünü ifade etti. 

Düz bir karın hayal değil! İzi dışarıdan fark edilmeden, fazla deri ve yağ dokusu alınıyor

Kıyafetin bel kısmı tam oturuyor ama göbek bölgesi sarkıyor mu? Aynada düz bir karın görmek isterken, doğumdan sonra sarkan cilt sizi rahatsız mı ediyor? Ya da epeyce kilo verdiniz ama fazlalıklar hâlâ orada mı duruyor? Estetik, Rekonstrüktif ve Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Ömercan Yağız Öksüz, hastaların karın estetiği ameliyatına dair en çok yönelttikleri soruları yanıtladı.

Kurbanlıklar için kist uyarısı: Çöpe atılmamalı, kedi, köpek gibi hayvanlara yedirilmemeli

Kurbanlıklar için kist uyarısı: Çöpe atılmamalı, kedi, köpek gibi hayvanlara yedirilmemeli

Yürüyüş, 13 kanser türüne karşı koruyucu

Oxford Üniversitesi’nde yapılan kapsamlı bir araştırma, günlük yürüyüşün kanser riskini önemli ölçüde azaltabileceğini ortaya koydu. 85 binden fazla kişinin verilerine dayanan çalışmaya göre, atılan adım sayısı arttıkça 13 farklı kanser türüne yakalanma riski düşüyor.

Uzmanlardan kalbi ve böbreği etkileyen ‘kardiyorenal sendrom’ uyarısı

Türk Böbrek Vakfı (TBV), Türk Kalp Vakfı ve Türk Nefroloji Derneğince “kardiyorenal sendrom” olarak adlandırılan hem kalbi hem böbreği olumsuz etkileyen sağlık sorunlarına dikkati çekildi.

Her 6 çiftten biri bu sorunu yaşıyor: Uzmanından ‘erkek faktörü’ uyarısı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Ataman Yıldırım, kısırlığın yalnızca kadın kaynaklı olmadığını vurgulayarak, infertilite vakalarının yüzde 40’ında erkek faktörünün etkili olduğunu belirtti.